Temmuz 29, 2008

Atv


Atv'de an itibariyle gösterilmekte olan Yaradılış Destanı isimli filmin altyazısında;


"İzlemekte olduğunuz bu film Tevrat ve İncil'in yorumlanması sonucunda meydana getirilmiş olduğundan, kültür ve bilgilerinizle örtüşmeyebilir."


Kendimi ifade edemiyorum ama rahatsız oldum çok..

X Bitmiş...


Hıncal Uluç'un tarzı bu yani, kim bişeyler yapsa, onun etrafındakilerin bitmişliğinden bahsediyor. Yani bu adam Federer tenisçi falan değil bana hikaye anlatmayın ayarında demeçler veriyor. Bizim zamanımızda atletizm böyle değildi, beni hiç heyecanlandırmıyorlar artık diyor. Ama rekorların an be an geliştiğinden bahsetmiyor, sadece eskilerin daha iyi olduğunu söylüyor ve bunu hiç bir veriye dayandırmıyor. Öyle sallıyor yani. şaka gibi bir insan. Bir kaç incisi aşağıda, hepsi sanırım bugün çıktı, yani bir günde bu kadar tarife yumurtlayabiliyor. Vallahi bravo.. Çünkü benim duyduğum ortalama bir tavuk yılda 217 kez yumurtlarmış, ne kadar doğru bilmiyorum...



"Aurelio ahım şahım bir yetenek değil. Büyük futbolcu değil. Büyük futbolcu
olsa Brezilya Milli Takımı'nda oynardı. Bize bu kadar kolay bırakmazlardı.
Tarihin en dökülen Brezilya'sında bile oynayamayan bir oyuncuyu biz başımıza taç
ettik."

"Türkiye'de spor muhabirliği bitmiş."

"Fenerbahçe, Aurelio'nun yerine koyacak bir görev adamı bulamıyorsa
bitmiştir. Türk futbolu da bitmiş, Fener de bitmiş."

Temmuz 26, 2008

Dark Knight Boğuldu


İlk önce Armada sinemalarına buradan sevgilerimi sunuyorum. Yani nasıl olur da Temmuz ortasında bir sinema salonunun kliması çalışmaz? Hadi olur ya tut ki arıza yaptı falan, ulan bu kadar mı ucuzcusunuz ki sinemada klimalarımız çalışmıyor, biletlerinizi alıyorsunuz ama ona göre alın demiyorsunuz. Sen söyle biz de gireceksek de ona göre girelim değil mi? Film başladı, salonda boğulmak üzereyiz, zaten film kapalı gişe oynuyor resmen, görevliden klimayı açmalarını rica ettik, aldığımız cevap klimaları açtık ama ancak 15 dakikada etkisini gösteriyor.

Ulan denyo! Salak! Bu film sabahtan beri ilk defa mı gösteriliyor da bu salon bu kadar havasız? İçerisi olmuş 47 derece hala nefes almaya çalışıyoruz, oksijen yok.. Daha bir de etkisini gösterecek diyorsun. Biz de en başta beynimize oksijen gitmemesi dolayısıyla olsa gerek düşünemedik bunları söylemeyi, inandık saf gibi... Neyse film boyunca arada ufak ufak esintiler geldi ama bu ne içerideki oksijensizliği giderdi, ne de içerideki havayı 38'e indirdi.. Adam başı 3'er kilo net su bıraktık sinema salonunda. Bir daha da gidersem iki olsun, ulan hizmet kalitesi bu kadar mı düşer bir sinemada 6 ay içinde...

Filme gelince.. Gerçi biz film boyunca gelemedik filme ama.. Neyse...

----Ara ara spoiler----


Harbi harbi Heath Ledger çok iyi oynamış, o dudağını yalama hareketi, saçlarla oynaması.. Ama en muhteşem yanı kesinlikle yürüyüşü olmuştu.. Hemşire kıyafeti içinde inanılmazdı.. Hemşire kıyafeti üzerindeki Dent sticker'ına dikkat, çok hoştu.. Two face'in yaratılması çok güzel olmuş, para muhabbetini çok takdir ettim, birbirine çok güzel bağlanana şeyler vardı.. Felsefi temel de bulmuşlar, bir tanesi anarşi der bir tanesi şans der.. İnsanların özünde iyilik falan.. Güzeldi o açıdan.. Daha güzel bir Batman kızı olsa daha iyi olurdu, tatmin etmedi beni, kız çok Emrah bakışlı. I-ıh... Olmamış. Christian Bale'ı sevmediğime karar verdim, ama tam bir Batman..

Ama...

Yani bu kadar imdb'de tavana vurmalar, vay ben bundan daha iyi film görmedim, bu ne böyle, vay ben izledim hayatım değişti filmi değildi.. Aksiyon falan tam kıvamındaydı ama niyeyse bana sanki sonunu getirmede bir sıkıntı varmış gibi geldi, sanki son yarım saati fazladan olmuş gibi.. Belki de sinemanın etkisi bende bu hissiyatı yarattı, aşırı sıcak ve aşırı hızlı kilo kaybı filmin bitmesi gerektiği hissiyatı yaratmış olabilir. Ya da bir yandan da aşırı bir beklenti içinde gitmem de beni hayal kırıklığına uğratmış olabilir, ya da...

----Bundan sonra spoiler yok*----

*çünkü yazı bitti.:)

Sivilce - Geldikleri Gibi Giderler

Ve evet, tam da öyle oldu. Sivilce ve onun yaltakçı dostları bedenimi terk etmekteler, şu aşamada sadece kalıntılarının vücudumdan atılmasını bekliyorum.

Ben onları uyarmıştım...

Temmuz 22, 2008

Makelele

Tam Chelsea için çılgın PES takımı oldu dedik, Makelele'yi verdiler. Hoş bir haftaya yakındır konuşulan bir meseleydi ama artık Scolari onun yerine Essien falan oynatır, sanki adam mı bitti Chelsea'de. Makelele'de memleket yolu tutan senior'lar kervanına katıldı, PSG de bunların toptancısı. Önce Giuly şimdi Makelele, yine düşmemeye oynamazlar umarım çünkü ben üzülüyorum böyle takımlar düşme potasına yakın olunca.. Geçen sene hem Valencia hem PSG üzdü beni, önümüzdeki seneye bakıyoruz artık..

Sivilcenin Nefreti

Normal şartlar altında her post'a bir resim iliştirmeye çalışıyorum. Bu post için bir resim araştırmasına girdim ve bütün resimlerin çok iğrenç olduğuna karar vererek resimsiz olmasının daha hayırlı olduğuna karar verdim.

Mesele şudur ki çenemde iki gün önce ufaktan altyapı çalışmasına girip, sivilce tarafından sınıra yığınak yapılmaya başlandı. Bugün sabah artık saldırıya hazır hale geldiğini hisseden sivilce, davullarla çenemi inletmeye başladı. Ben de bu arada onların bu meydan okumasını karşılıksız bırakmayarak, sürekli hakkında konuşarak ve ufaktan kaşıyarak saldırıya mecbur bırakmaya çalışıyordum ki, işi onların tek saldırısıyla halledelim. Tam da bu anda farkettimki, bu aslında tek bir sivilce değildi, mevcut hükümeti devirmek üzere ayaklanmış binlerce küçük yağ azınlığının birleşmesiydi, ve vücudum üzerindeki kolonyal egemenliğime son vermek istiyorlardı. Ancak gelin görün ki sivilceler kolonisi saldırmama kararında ısrar etti ve tıpkı Braveheart'ta savaş başlarkenki William Wallace gibi;

- Hooooold! Hoooooooold!

Diye savaş alanını inlettiler...

Ama bu gövde gösterisine daha fazla dayanamayan ben neticede taarruza geçtim. İlk saldırıyı doğu ve batıdan iki işaret parmağıyla sivilceyi sıkıştırarak başladık ve çok büyük acıya rağmen kayıp verdiremedik. Ancak kuzey-güney yönünden yaptığımız ikinci saldırıda savunmanın biraz zedelendiğini farkettik ancak bizim tarafımıza verilen aşırı acı nedeniyle bu saldırımız da sonuçsuz kaldı, ama belirttiğim gibi ufak kaçaklar vermeye başladı sivilce. Oradan kaçanlar bana koşup sürekli, o sivilcenin içinde bize köpekmişiz gibi davranıyorlar, ne olur bizi kurtar diyerek geliyorlar, ben de onlara özgürlüklerini verip kutsal peçete ile tanıştırıyorum.

Ancak zaten bu savaşın başında vücuduma sadece kan, ter ve gözyaşı vaadetmiş olduğumdan çektiğimiz acıları dayanabildik.

Daha sonra zaiyatları toparlayabilmek için ve yaralıların tedavisi için gece savaşa ara verdik, ancak çok açık ve net görünüyor ki sivilce tabanın desteğini almış vaziyette. Daha alt seviyelere git gide yayılmakta ve emperyalist hedeflerini vücudum üzerindeki egemenliğime karşı kullanmaktan geri durmamakta.

Ancak ben biliyorum ki bu sivilcenin başkaldırısı uzun sürmeyecek ve sonunda;

-England prevails.

Çünkü;

- Governments should not be afraid of their people, peopel shall be afraid of their governments.

Sivilcenin Doğuşu

Evet, ben bir hata yaptım ve onu sıradan bir sivilce yerine koydum... Bu gelişimi gösterebileceğini düşünememiştim sivilcenin. Her şey başladığında gelip geçici olduğunu düşündüm onun ve fakat öyle olmadı, yığınak yapıyor şu anda sınıra, davullarla inlete inlete geliyorlar; neticede kim kazanacak bilmiyorum, içimi şimdiden bir korku kapladı... Ama neticede;

-England prevails!

Temmuz 21, 2008

Tam PES Takımı Oldu...

GK
Petr Cech, Carlo Cudicini, Henrique Hilario
D
Branislav Ivanovic, Ashley Cole, Ricardo Carvalho, Wayne Bridge, Paulo Ferreira, Tal Ben Haim, John Terry, Alex, Juliano Belletti, Jose Bosingwa
M
Claude Makelele, Frank Lampard, Joe Cole, John Mikel Obi, Michael Ballack, Florent Malouda, Shaun-Wright Philips, Deco, Michael Essien
F
Andriy Shevchenko, Didier Drogba, Nicolas Anelka, Salomon Kalou, Claudio Pizarro

Diye bir kadro var, bununla pes'te falan bir ilk 11 kurarsın, takım çılgın atar...
---------------Cech---------------
Ashley Cole, Alex, Terry, Bosingwa
------------Makelele--------------
------Lampard, Ballack, Deco------
--------Drogba Shevchenko--------

Temmuz 20, 2008

Brezilmanya


Futboldaki egemenliğinizi biliyoruz tamam bunun nedeni de belli, kumsalda oynuyosunuz, futsalda iyisiniz, herkes top oynuyo falan filan. Ama Formula 1 dediğin spor yatırım ister altyapı ister çok çalışma ister, bunda da lütfen hegemonya kurmayın.. Gıcık kapmaya başladım artık size..

Hürriyet Ankara

  1. Hürriyet gazetesi her gün Ankara'da Hürriyet Ankara adıyla bir ek yayınlamakta.
  2. Melih Gökçek, ODTÜ'de kaçak yapı var gerekçesiyle ODTÜ'yü yıkacağını beyan ediyor.
  3. ODTÜ'lüler facebook üzerinden kurdukları "ODTÜ'yü yıkmak Güven-Özveri-Tecrübe İster Platformu" ile örgütlenmekteler.
  4. Hürriyet Ankara da bu platformun adının ne olduğu hakkında bir an düşünmeden bunu gazeteye taşımış.
    Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek'in ODTÜ'deki 45 binanın kaçak oldukları gerekçesiyle yıkılabileceğini açıklaması üzerine öğrenciler de isyan etti. "ODTÜ'yü Yıkmak 'Güven-Özveri-Tecrübe' İster Platformu" ismiyle örgütlenen ODTÜ'lüler eylem kararı aldı.

Sanırım ne dediklerini gazeteyi baskıya verdikten sonra keşfetmiş olacaklar ki, internette platformun ismine, özellikle tırnak içerisinde ayrılmış olarak GÖT ibaresini kullanmamayı yeğlemişler.

Bu arada platformun facebook profilindeki resim çok hoş olmuş, çok yalın basit ve istediği mesajı veren nitelikte.

Spor yazarı

Fenerbahçe'nin hazırlık maçı hakkında sporyazarlarının yazılarını okurken bir nokta dikkatimi çekti ki, hazırlık maçında bile hakem skora etki etti, çok kötü maç yönetti falan gibi yorumlar geliyor. İşin içinde 3 puan olmadığını farkedememiş olmamız çok garip...
"Son olarak maçın Avusturyalı hakemine değinmek istiyorum. Yanlış fauller çaldı ve Güiza'ya ceza sahası içinde 2 defa yapılan açık faulleri süzemedi. Ayrıca 78. dakikada Güiza ile Semih paslaşmasında atılan nizami golü yardımcı hakemin kararıyla iptal ederek maçın skorunu etkiledi."
Necati Bilgiç

Temmuz 19, 2008

Adaletin Bu mu Dünya?


Soldaki bir sezonluk - 60YTL
Sağdaki tek maçlık - 66YTL
* Sağdaki resmi Şamp. Ligi öneleme maçı bileti olarak kabul ediniz:D

Mamma Mia!


Dün gece her şey OH ile akşamın onunda sinemaya gitme kararıyla başladı.. OH'lara gidip araba aldık, matineye baktık ve en uygununun 24.00daki mamma mia olduğuna karar verdik.. Bilet almaya çıktığımızda hayatımda daha hiç sıra beklememiş olduğum sinemada 23.00da sıra bekledim ki bu bana çok ilginç geldi.. Önümüzdeki insanlar yer seçerken bir baktık salon dolu, oeghk! dedik daha neler, ve herkesin Jules Verne'in Dünya'nın Merkezine Yolculuğu'na gittiğini gördük, bize sıra geldiğinde bizim gideceğimiz mamma mia'ya kimsenin gitmediğini gördük, biletimizi aldık..
Bir saat dolandıktan sonra geri geldiğimizde salonun açılmasını beklerken kendimizi çok garip hissettik sanki toplumdan dışlanmışız gibi.. Herkes aynı filme gitmeye çalışıyordu.. Bir ara acaba gidip biletleri mi değiştirsek diye karaktersizce bir düşünceye kapıldık, koyun psikolojisi.. Sonra metanetimizi muhafaza ettik ve girdik salona..

Mamma mia müzikal falan ama oldukça eğlenceli ve hareketli.. Her şarkı söylenmeye başlandığında arkadan kameraya doğru yürüyen bir dansçı grubu çıkıyor.. Hiç çıkmadılarsa 15 defa çıktılar ve o çıkışlarına manyak gibi sürekli güldük..
Meryl Streep ve Pierce Brosnan eğer filmde şarkıları kendileri söylüyorlarsa çok bozulacağım, o ne ses arkadaş.. İnsanlar oynuyor, dans ediyor, şarkı söylüyor her şeyi yapıyorlar, mal oldum..
İzlenesi film, değişik ve güzel..
Aferin..

İstisnanın İstisnası

Türk spor basınında her hafta "Lejyonerlerimiz bu hafta bilmem ne liginde bilmem naaptı" haberi çıkarırlar.. Genel olarak bakıldığında spor basını her yerde spor basını, bilmiyorum acaba Brezilyalılar da bizim yaptığımız gibi lejyonerlerimiz bilmem ne yaptı muhabbetine giriyorlar mı ama (-ki giremezler yılda yüz bin milyon tane sporcu ihraç eden bir memlekette hangi birini yazıcaksın ama ben işin teorik tartışmasına gireceğim şimdi) giriyorlarsa eğer; Cuma hem bizim lejyonerimiz hem Brezilya lejyoneri.. Aslında önce onların lejyoneri sonra bizim lejyonerimiz yani neticede lejyonerin lejyonerinden yola çıktığın zaman şu anda Brezilyada oynuyormuş gibi bir kanı çıkıyor ortaya..
*sabah sabah amma saçmaladım:D

Temmuz 14, 2008

Şıklık Yarışı



Akdeniz Zirvesine katılan siyasilerin eşleri şıklık yarışına girmiş. Kim kazanmış bilmiyorum ama kaybeden belli, tereddütüm yok..

Temmuz 13, 2008

Burun karıştırmak

-Burnunu karıştırır mısın?

-Herkes karıştırır..


Aslına bakılırsa Kraliçe bile karıştırdıktan sonra herkes burnunu karıştırır cevabı çok da abes gelmiyor insana. Ancak kimsenin, "Evet, karıştırırım" dememesi çok garip bir hadise. Kimse sorumluluğu üstlenmiyor.

Bunu bir deneyin, göreceksiniz ki insanların %87'si aynı cevabı verecek.

Çekirdek


İnsanın gerçekten yedikçe yiyesi geliyor. 2 saat televizyonda Chuck karşısında, netice resim..

Temmuz 08, 2008

Fenerbahce.org

Herhalde yılın en bomba sitesi fenerbahce.org'tur. Bugün yaptıkları yalanlama inanılmaz. Aziz Yıldırım'ın FBTV'de yaptığı açıklamayı tekrar dinler gibi hissettim. Kendileri aynen şöyle demişler;
Bugün tarihli Pas Fotomaç gazetesi Yılmaz Şenol imzası ile manşetten verdiği haberinde kulübümüzün Eto'o ile sözleşme imzalayacağını öne sürüyor. Sadece 27 milyon euro bonservis bedelinin söz konusu olduğu haberde bahsedilen bu oyuncuya ödenecek tüm masraflar alt alta yazıldığında bu transfer haberinin yalan ve mantık dışı olduğu açıkça görülmektedir. Ancak sırf haberlerini doğrulamak adına Fotomaç Gazetesi tüm masrafları karşılamayı kabul ederek bu oyuncuyu kulübümüze transfer ederlerse bunu kabul edebiliriz.

Saygılarımızla

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

Adamlar iyice işi dalgaya aldılar. Tamam Başkan, çıktın bir tane açıklama yaptın, o kadar parayı neremizden vericez dedin.. Ama resmi basın organından bu kadar geyik bir basın açıklaması bana garip geliyor. Ya kalk adam gibi ilgilenmiyoruz de, ya da bırak yazsınlar. Sanki kendini almak zorunda mı hissediyorsun adamlar öyle yazdı diye.

Guiza Fener'de

Resmi açıklama da fenerbahce.org'dan yapıldı, Guiza resmen Fener'de.
Guiza hakkında sürekli İspanya'nın gol kralı olduğundan dem vuruluyor. Böyle bakıldığında ya geç keşfedilen büyük topçu olup -Luca Toni- Fener'i sırtlayacak ya da bir yıl patlayan bir Zafer Biryol olacak. İstatistiklerde her sene çılgınlar gibi gol atan bir forvet gibi görünmüyor. Yani çılgınlar gibi gol atmaktan kastım istatistiksel olarak bakıldığında Kezman'ın daha iyi bir geçmişi vardı geldiğinde öyle diyeyim. Tabi karşılaştırmak ne kadar doğru olur bilinmez, neticede orası Hollanda Ligi'ydi.
Guiza'yı Euro 2008 haricinde hiç izlemedim aslına bakılırsa, ama Euro 2008de, şut çeken, pas veren, kafa topu alan, güçlü bir oyuncu gibi görünüyordu, aynı Zafer Biryol:D..
İyi topçudur büyük ihtimalle ama ben daha dev gibi bir adam istiyordum bizim takıma, yani bir John Carew yakışırdı, 3 tane Premier lig defansını sırtına alabilecek kapasitede bir adam istiyordum ki Kazım kaldırsın, Alex kaldırsın, o vursun. Ama bununla yetinmek durumundayız. Verilen paraya göre durumu yetinmek olarak nitelemek pek yerinde olmayacak ama neyse artık öyle diyelim biz.
Kimi bazı internet sitelerinde Guiza'nın Fernando Torres "El nino" ayarında olmadığı söyleniyor ki, bu yoruma ben ancak "hadi canım sen de? vallahi inanmam!" demek istiyorum.