Eylül 01, 2008

Alexsandro


Fenerbahçe'de 10 numaranın sahibi geldiğinden beri büyük değişim gösterdi. Ama en büyük değişimi bu sezon gösterdi sanırım. İlk geldiği sezon fiziksel olarak çok zayıf olduğundan ve fakat duran topları çok etkili kullandığından bahisle oynatıldı hep. Büyük maçlarda oynamadığı söylemi de aynı sezon içerisinde ortaya çıktı. O zamanlar için fiziksel olarak yetersiz olduğu, birebir mücadeleye girmediği ve pres yapmadığı yönündeki iddialar gerçeği yansıtıyordu.


Son iki sezonda daha farklı bir Alex izlemeye başladık. Doğrudan kaleye attığı frikik sayısı yok gibiydi. Bir zamanlar 22-24 metre mesafeden kaleyi direk gören pozisyonlarda penaltı gibi hazırlanan bizler, artık o güvenimizi yitirmiştik. Ama buna rağmen Alex'in istatistikleri yükselmeye devam etti.


Geçtiğimiz sezon bir oyuncunun ulaşabileceği en yüksek istatistiklere ulaştı. Şampiyonlar Ligi'nin asist kralı oldu, Türkiye Ligi'ni asist ve golleriyle taşıdı. Ama yine de bu adama (*Fatih Terim mode on) - when no looking at tabele- koşmuyor, basmıyor denildi. Bir bilgi notu verelim; Alex Fenerbahçe'de oynadığı 162 maçta 86 gol, 88 asist yapmıştır ve bu rakamlar toplandığında 174 defa doğrudan tabelaya etki etmiştir. Basit bir hesaplamayla maç başına 1'den biraz fazla bir şekilde tabela üzerinde etki göstermiştir.


Aragones Fenerbahçe'ye gelirken, Aragones basmayanı, koşmayanı sevmez dediler, Aragones Alex'i keser mi acaba dediler. Koşmuyor denilen Alex'i, Aragones daha da geriye çekti, yerine Semih'i koydu, Alex geride basmak zorunda kaldı, gelip savunmasına yardım etmek zorunda kaldı. Ama işin garip yanı, bu yapmak zorunda kaldığı her şeyi yaptı. Partizan maçında bir topuk pası verdi, top kaptırıldı, 40 metre adam kovaladı, defansın solunda pres yaptı, topu aldı, yeniden topuk pası verdi ve takımı atağa kaldırdı. Kendi kalesine bu seneye kadar hiç bu kadar yaklaşmayan Alex bu sefer geliyor, basıyor Maldonado'ya yardım ediyor.


Aragones İspanya'sında herkes Xavi vardı İniesta vardı onlarla oynuyordu diyor. Alex, Fenerbahçe'de İniesta veya Xavi'nin İspanya'da oynadığından farksız oynuyor. Geliyor, basıyor, alıyor, top dağıtıyor. Belki onlar kadar iyi pres yapıp top kapamıyor ama kendisini bu kadar geliştirdikten sonra onlar kadar pres yapıp top kapabileceğini de tahmin ediyorum ben.

Daha da iyi olacak bence..

Hiç yorum yok: