Temmuz 13, 2009

Kri(z)toph Daum



Fenerhabçedeki 1. Daum döneminin galiba son yılına denk geliyordu, Türk spor medyasında başlıkları değişik renklerle boyayarak kelime oyunları yapma modası başgöstermişti. İçlerinden tek yaratıcı ve akılda kalan olanı da işte bu başlıktı. Galiba Sabah gazetesi tarafından, Daum-Yönetim-Tercüman (Yardımcı Antrenör) Murat Kuş üçgeni içerisinde kopan bilmem kaçıncı krizden sonra atılmıştı. O sezon sonunda Fenerbahçe Denizli'de berabere kaldı, şampiyonluk kaçtı, Daum gitti...

Şimdi Daum'un geri dönüşünü takip eden bu günlerde kafamı kurcalayan bir-iki şey var: Birincisi son bir kaç gündür özellikle bazı medyada süregelen "Daum çok değişmiş" haberleri. Yok bel fıtığı iyileşmiş de artık idmanlarda hareketliymiş de, yok artık daha babacanmış da vs. Geçin bunları kardeşim. 40 yıllık Daum bu saatten sonra mı değişecek? Siz Kadıköy'de kaybedilen ilk puandan sonra soyunma odasında görün Daum'u. Bakalım değişmiş mi, daha mı babacanmış, yoksa futbolculardan bir tanesi bile kaldırabiliyor mu kafasını Daum'un fırçaları altında..


Alex-Daum ilişkisi bence bu sezonun kaderini çizecek. Sezon sonu birinden biri gidebilir. Daum giderse Aziz Yıldırım'ı da beraberinde götürebilir. Ben, Alex ile Daum'un arasının çok iyi olduğunu tahmin etmiyorum. Kampa geç katılması, Daum'un ilk basın toplantısında Alex'ten bahsetmemesi vs. Bunların hepsi gelecek adına önemli işaretler. Alex Zico döneminde Yeniçeri Ağası gibiydi. İsteseler Padişah'ın kellesi gidiyordu. Aragones ile ayar verilmeye çalışıldı, ters tepti.. Şimdi Daum ile neler olacak gerçekten merak ediyorum.

İşin 2. boyutu da Fener'deki Alex paradoksuna dair. Alex olduğu müddetçe Fenerbahçe'nin 4-4-1-1'den başka bir sistemi efektif olarak oynaması mümkün değil. 4-3-1-2 ise FM'deki altı sarı ışıklı awkward futbolcu gibi oluyor ki, o "awkward" seviyesi için de orta üçlünün oldukça sağlam olması lazım. İdmanlarda 4-4-1-1 oynatan Daum sezona da büyük ihtimalle böyle girecek. Tamam, sistem bir noktada bir şey ifade etmiyor. Önemli olan futbolun temel prensipleri vs. Ama sonuçta Daum'un kürkçü dükkanına geri dönmesi pek hoşuma gitmedi. Ha, ilk geldiğinde yaptığı gibi tek defansif orta sahanın önüne 5 tane hücumcuyu koyabilirse bu lafları geri alırım, ama bu kadro yapısında o iş de zor gözüküyor.

Son husus ise transferlere dair. Şu an itibariyle Fener için yazılan isimlerden hiç biri tam anlamıyla bir sol kanat oyuncusu değil. Ön libero ve forvet arasında gidilip geliniyor. Bu noktalarda eksik olabilir, o ayrı bir konu ama bence Fener'in iki sezondur en büyük sıkıntısı sol kanat. Carlos-Uğur-Vederson üçlüsünün bu kanadı taşımaya güçlerinin yetmediği ortada. Üstelik bir tanesi sakatlandığı anda değişiklik yapacak adam dahi kalmıyor. Emre o bölgeye kaydırıldığında ise tam anlamıyla verimli olamıyor. Vargas ismi beni çok heyecanlandırmıştı ama ses soluk çıkmadı. Umarım gizliden gizliye bir şeyler yürüyordur. Umarım çok iyi bir sol kanat oyuncusu alınır ve biz de biraz daha rahat maç izleriz.

Eğer yukarıda yazdığım sorunlardan bazıları gerçekleşir ise, 5. haftadan itibaren Daum'un "Kadrom yetersiz" ağlayışlarına hazır olun. Ondan sonra Sabah aynı manşeti bir daha atar mı, o zaman görürüz...



Hiç yorum yok: