Herhalde dün geceki maçı herkes aynı şekilde anlatıyor, inanılmaz bir geri dönüş hikayesi.
Yani artık git gide geri dönüşler azalırken bizim milli takım olsun kulüp takımlarımız olsun geri dönüş yapmaya bayılıyoruz resmen. Fenerbahçe kalkar Sevilla maçında geriden gelir, hadi onlar Sevilla savunma yoktu, sonra da kalktılar Chelsea maçında geriden geldiler.
Fenerbahçe'nin hikayesi öyle böyle bitti, sıra milli takıma geldi..
Milli takımlar euro 2008de oynarken daha kimse geriden gelmemiş - gelememişken kalktılar bizimkiler iki maçta birden geriden geldiler. İkincisi hatta şaka gibi bir hikaye, Çek Cumhuriyeti (Çek takımı - niyeyse bu tabir bana hep çok komik geliyor) tüm elemeler boyunca toplamda 5 gol yemişler, kalkıp sen bir maçta, hem de iki sıfır geride olduğun maçta tamamen kapanmış takım olan Çek takımına(!) 3 gol at. Böyle bir şey olabilir mi ya (Hıncal mode on)?!?
Takım inanılmaz, yani anlam verilebilir bir tane hareketi yok, gider garip bir şekilde 70 dakika top şişirir.. Teknik direktör çıkar biz topu yere indirmeye çalıştık olmadı der.. Ama kimse de kalkıp e sen nasıl o zaman bu duruma müdahale etmezsin, topçuna; "dur oğlum, vurma oğlum" demezsin? ki ben Fatih Terim'in durun dediğinde durmayacak topçuyu takımına alacağını sanmıyorum. Bunun yanında bu takım nasıl top oynayacağı konusunda en ufak bir fikri olan bir takım değil, tesadüfler neticesi oluşan varyasyonlar sonucu top yapmaya çalışıyoruz. Maçta Koller en iyi ne yapabilirse onu yaptı sanırım.. Yani Koller harbi dev gibi bir topçu, bizim Servet adamın yanında adamın çocuğu gibi kaldı resmen.. Adam her aldığı topu istediği yere indirdi, istediği topa kafa vurdu.. Adam her hava topu indirmeye çıktığında iki kişi adamın arkasına koşu yaptı... Herkes o kadar emin ki topu indireceğinden..
Servet için de apayrı bir paragraf açmak lazım.. Fenerdeyken bu böyle değildi.. Futbol dünyasına biz kazandırdık adamı(!?) ve ben Servet'in Fener'den gitmesini en çok isteyenlerden biriydim.. Ama adamda ne yürek varmış arkadaş. Yani şunu belirtmek gerek ki Servet inanılmaz dayanıklı bir eleman çıktı. Adamın kolu koptu bacağı koptu kaburgası delindi ama o hep oynadı. Herkes bu adamın dayanıklılığından bahsediyor ama sonunda nasıl bir tepki verecek vücudu onu ben merakla bekliyorum. Bay O.H.'nin söylediği gibi bu adam asla sakatlanmayacak, bir gün direk ölecek. Bir defa düşecek bir daha kalkmayacak (Allah gecinden versin, kendisini felaket takdir ediyoruz) Beyefendinin son maçtaki taktiği muazzamdı. Sionko topu alınca koş koş koş, adama çarp!
Bu arada Sionko beni hayal kırıklığına uğrattı daha iyi olmasını bekliyordum.
Velhasılı kelam ben bu hikayeyi daha fazla uzatmayayım.. İnanılmaz bir maç oldu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder