Haziran 15, 2008

Kararsızlık

Pazartesi günü ve çarşamba günleri birer tane sorun oluşturan işim var, tamam aslında pazartesi iki ama benim için bir tanesi sorun oluşturuyor, ve ben ikisi için de hiç bir şey yapmadım. Pazartesi olan umutsuz bir vak'a. Evde oturup acaba hangisi için bir şeyler yapsam;

-Mmmh... Pazartesi olan tam bir lost cause, net 10 güne ihtiyacım var bunun için... Ben en iyisi gideyim çarşamba olana çalışayım..

-Mmmh... Ya nolursa olsun aslında ben gideyim şöyle bir bakayım belki bir şeyler olur, olay anında bir vahiy gelir falan?

-Mmmh.. Tamam pazartesi olana hiç bir çaba sarfetmeyeyim, ben en iyisi çarşamba olana bakayım... mmmh ona da çok var be, biraz televizyona bakayım, akşam da maç var zaten ona bakarım...

Neticede ne olduğunu ortalama zekaya sahip herkesin farkedebileceği üzere, önce televizyona bir bakış ve ardından kendimi yeni hevesimin -evet orası burası- başında buldum..

Şimdi bu yazının amaç kısmına gelince bu yazının amacı aslında bu blogun amacının ne olduğunu anlatmaktı, ama sanırım ben konuya girene kadar çıktınız...

Neyse anlatayım ben derdimi hemen.. Ben çok fazla kendi kendine düşünen bir insanım -vay bee!- ve bunları her zaman insanlara anlatamıyorum çünkü bazen çok saçma şeyler aklıma gelebiliyor ve bunlardan bahsetmekten dahi utanıyorum arada sırada o kadar salakçalar yani.. Bu nedenle buraya aklıma gelen her şeyi yazmaya karar aldım.. Ne kadar yazarım bilmiyorum.. Bu blogun sabit bir içeriği olmayacak gittiğim yeri de anlatırım; insanlara küfür de ederim (isim vermem merak etmeyin); maç, film, kitap yorumu da yaparım. Ne istersem onu yaparım, istersem kırbacı da vururum ne de olsa aldım blogu..

Hiç yorum yok: