Yani Adnan Polat diyor ki, biz Şampiyonlar Liginde oynamak istemiyorduk, hazır kupa da ayağımıza kadar gelmişken onu alalım diyorduk diyor. Aslına bakınca GS'nin, yarısı gücünde bir takıma yenilmesinin de bir başka anlamı olmasını bekleyemezdik başka bir sebep olmasa değil mi?"Şu anda UEFA'da mücadele edeceğiz. Kendimize Kadıköy'de finali oynamayı hedef gösterdik. Gelecek UEFA Kupası'nın finalinin oynanacağı yer burası olunca gönlümüzden geçmişti. Yeni hedef UEFA'da finali oynama. Ancak Saracoğlu Stadı'nda oynamak daha anlamlı olur."
Ağustos 30, 2008
Biz Zaten UEFA İstiyorduk
Ağustos 29, 2008
Baki Forever
Baki Mercimek, benim içten içe sempati duyduğum bir topçu. Baki ne yaparsa yapsın asla yaptığını kasıtlı yaptığını düşünmüyorum. Mesela geçen sene Fenerbahçe Beşiktaş maçında Kazım'a yaptıkları, asla kasıtlı değildi bence. Çünkü Baki yaptığı hareketlerin sonuçlarını kestiremiyor. O yüzden kart görmüyor. Görmemeli.
Baki için aslında rakip takım formalarının sırtlarına isim yerine "Boşuna sallama, bacağın yetişmez buraya", şortların yanlarına "Eğer bu yazıyı okuyabiliyorsan, yeterince yaklaştın" gibi bir ibare koyup, hem sakatlanmaların önüne geçilebilir, hem de Baki boşuna ayak sallamamış olur. Hem bu formül uluslararası maçlarda da uygulanabilir, nitekim Baki her dili okur.
Velhasılı kelam bu sezon Ankaraspor'da oynayacakmış, gidip gidip izleyebilirim Baki'yi. Umarım sağda solda enseden görürüm. Çok değişik bir kafa yapısı var -hem içeriden, hem dışarıdan-...
Ağustos 28, 2008
Fenerbahçe - Partizan
Maldonado bu maçta oldukça iyi oynadı. Yukarıda yetersiz kaldı dedik ama bunun nedeni Maldonado'nun yeterince iyi olmaması değil, Maldonado'nun her yere yetişemeyecek olmasıydı. Daha sonraları Alex biraz geriye geldi, Semih yaklaştı derken Maldonado iyi oynamaya başladı. Maldonado geldiğinden beri yaptığı ve benim en çok sevdiğim şey inanılmaz yüksek sayıda pas yapmasıydı. Yani ayağında hiç top tutmuyor, topu en kötü aldığı adama geri veriyor ve saha içerisinde sürekli hareketli kalıyordu. Bu özelliğinin iyi yanı baskı yerken küçük üçgenler yaratmada oldukça başarılı olmasıyken, sıkıntı bu bu üçgenlerin ileri doğru hareketi engellemesiydi. Çünkü Maldonado kurduğu üçgenlerin tabanını defans oyuncularıyla kuruyordu. Ama bu akşam Maldonado ara pasları falan attı. Topu koşturmaya devam etti, kritik noktalarda önemli atakları kesti kart almadı.. Yasin ve Lugano'nun kart/faul oranı %100'ken Maldonado aynı kritiklikteki faulleri kart almadan yaptı. Ama bu adamın tek bir sıkıntısı var, hatta bu bütün Fenerbahçe ortasahasının problemi. Boyumuz çok kısa. Hiç bir hava topunu alamıyoruz ve zıplanmasının tek nedeni rakibi rahatsız etmek. Fenerbahçe ortasahasında boy şu andaki mevcut boy ortalaması 177,4cm. Şaka gibi bir rakam. Maldonado'nun boyu bir karış daha uzun olsaydı çok daha başarılı bir maç çıkartabilirdi. Netice itibariyle Maldonado sürekli oyuna hareket getiriyor, pozisyon yaratmasa bile topu dağıtıyor ve bunun neticesinde insanlar koşmaya başlıyor ve üstelik Selçuk'tan çok daha fazla isabetli pas atıyor ve bu pasların hızları da çok iyi ayarlanmış oluyor.
Dün akşamki maçta Gökhan Gönül, golü atana kadar Semih, Kazım ve Uğur Boral oldukça kötü oynadılar. Semih hiç bir topu ayağında tutamadı. Bunun nedeni pek tabii ki sakat olması olabilir ama öyle bir durum yoksa, çok güçsüzdü. Kazım bir türlü çizgiden aşağıya inmedi sanki yemin etmiş gibi, Gökhan da belki Kazım'dan etkilenerek ne ileri çıktı ne de defans yapabildi doğru dürüst.
Ağustos 26, 2008
PES Takımı Chelsea
Arcade Takımı
Spor oyunları ikiye ayrılır, özellikle araba yarışı oyunları, birincisi bunlardan arcade oyunlardır (NFS gibi) çarp babam çarp istediğin kadar, arabana hiç bir şey olmaz. Virajları yaslayarak dönebilirsin her şeyi yapabilirsin. Bir de simülasyon diye tabir edilen ikinci tür vardır ki bunlarda ise olabildiğince gerçeğe yakın şeyler olur.
Galatasaray bu sene kendi kalibresinin -ekonomik anlamda- çok üzerinde transferler yaptı. Potansiyel/maliyet oranları çok güzel transferler. Bunun yanında işine yaramayacak olup da sırf ucuza kariyerli adam bulduk diye de atlamadılar adamların üzerine, hep lazım olan yerlere transferler yaptılar. Bunların ikisi de çok güzel. Ama dikkat edin fayda/maliyet değil, potansiyel maliyet dedik, ama sor bir niye dedik?
Pek tabi ki bu istatistikler Baros'u kötü bir oyuncu yapmaz, ama onun asla "leblebi gibi gol atan" bir forvet olmadığını ortaya koyar. Bazı gazetelerde ceza alanında direk kaleyi düşünen bir forvet olduğu söyleniyor, eğer gerçekten öyleyse ve %26 ortalamayla oynuyorsa, GS taraftarına sabır dilerim.
Netice itibariyle bence PES'te Türk takımlarından Galatasaray oldukça seçilebilir bir kadro yapısına sahipken, sakatlık durumları ve istatistikler göz önüne alındığında oldukça riskli bir takım olduğunu söylemek mümkündür.
Ağustos 19, 2008
5 Kuruş
Çok gıcık.
Rocky Balboa
Ağustos 18, 2008
Batman Geri Dönmesin
Küçük(!) Hüso
Dünün raporu
Ağustos 13, 2008
Indoor Adventure
O silahını kullanıp yok olduğunda hepsine kıs kıs gülüyordun. Aynen tavanda tepetaklak ortaya çıkışında sana ulaşamayan zicardinho’ ya kıçınla güldüğün gibi..
Şafak vakti olmuştu..
kızıl gökyüzü kanlı bir sabahın habercisiydi sanki..
ama sen hala umursamıyordun süleyman.. geniş koridorda sanki baban yaptırmış gibi dolaşıyordun..
oysa ki deplasmandaydın dostum ve kan yemini etmiş Zicardinho bu küstahlığını kıvırıp sana sokmak için peşindeydi..
ve seyahatin sonu gelmişti.. istasyona girişini müjdeleyen trenin son düdüğü duyulmuştu sanki..
son hatan o kavanozun içine girmen olmuştu..
beklediği fırsatı bulan zicardinho, peşinden kavanoza girmeyi denemişti, ama seni çıkarmanın daha mantıklı olacağını düşünürek bir kaç aparkat vari hareketle amacına ulaşmıştı..
ayakkabı kutusunun geniş düzlüğündeydin artık.. kaçabilecek bir ara, saklanabilecek bir delik yoktu.. son maceran bitmişti süleyman..
küstahlık mı? O ilk hamlede senin kaba etinden fırt diye çıkıp kaçmış, senin kopmuş kuyruğunu ağzında sallayan zicardinho’ da vücut bulmuştu..
süleyman, yoda da olsan, ratatuy da olsan farketmezdi..
zicardinho burada yabancıları sevmez..
Ağustos 08, 2008
Dağların Yeşillerinden Gelen Bir Elma
Kâh akdenizin makilerinden bir portakal, kâh anadolunun bozkırlarından bir tutam sarı buğday... Evet... Şimdi Tayfun var blogumuzda... Evet Tayfun, nasıl bu kadar sakin konuşabiliyorsun?
TT nasıl oluyor da bu kadar sakin konuşabiliyor. Hep aynı tonda konuşuyor, sürekli duruyor. Bu akşam izlerken şunu farkettik ki adamın konuştuğu insan da bu adamla aynı hızla konuşmaya başlıyor ister istemez.. Adamın sukûneti karşısındakini uyuşturuyor..
Ağustos 07, 2008
Alır Verir Döner Vurur Atar
Semih Şentürk başlıkta yazan her şeyi yapabilen bir adam haline geldi. Gerçekten, alıyor, veriyor, atıyor, attırıyor, basıyor, dönüyor, vuruyor, atıyor, atıyor ve bir daha atıyor. MTK maçında 4. golü atmadan önce artık birisi tutsun ama şu adamı dediğimi hatırlıyorum, nitekim kendisi ceza alanı dışında topu alıp, dağıtıp, boşa kaçıp gol attı. Oeghk! dedim ben de. MTK ne kadar kötü olsa da neticesinde profesyonel futbolculardan oluşuyor, bir adam bu kadar mı marke edilemez olur? Bunda pek tabii ki Semih'in payı çok büyük, çok geziyor, yalancı koşular yapıyor falan filan, Semih yaz yaz bitmez ondan bırakıyoruz burada.
Guiza geldi, defansın arkasına güzel koşular yapıyor, ofsayta düşmüyor, ittiriyor kaktırıyor. Kaçırdıklarından bir tanesinde önce defansa fake atarak koşu yaptı -ki takdire şayan bir hareketti-, kumaşının iyi olduğunu gösterdi. Ama biz çubuklunun altında nice iyi kumaşlar gördük bir elbise olamayan. Kezman gibi saman alevi gibi parlayıp söneceğine, Deivid gibi açılsın ya da direk Gökhan gibi geldiği andan itibaren iyi oynamaya başlasın. Umarım daha önce söylediğim şekliyle bir Toni olur da bir Zafer Biryol, Sinan Kaloğlu olmaz. Nedense benim aklımda ikincilerden olacağına dair bir düşünce var. Şom ağızlılığım üstümde yine ama merak etmeyin ben ne dersem futbolda tersi olur.
Dün akşamki maç gerçekten 4. dakikada uzatmalara girdi. O noktadan sonra ne bizimkiler ne de MTK'lılar oynamak istedi. Kazım çok şık hareketler yapıyor gerçekten, adamın hedefi asla kafasına vurayım öldüreyim değil; önce sol dize sıkıyor bir tane sonra sağ dize, sonra sağ dirsek sonra sol dirsek derken işkence ede ede öldürüyor rakibini. Rakibi küçümsediğinden sanırım böyle oynuyor, istediği zaman daha verimli olabileceği ayan beyan ortada.
X'in tam bir Y olmaması
Bu denklemi spor basınımıza Sergen Yalçın kazandırdı. Dün akşam Sergen'in;
"Emre aslında tam bir defansif ortasaha değil. Emre bir Aurelio değil. "dediğini duydum ve işte bu da bir fenomen olmaya aday dedim. Tıpkı "X takımı" gibi ya da "X bitmiş" veya "X adam değil" gibi söylemlerin arasında yerini aldı benim için.
"Semih aslında tam bir santrafor değil. Semih bir Hakan Şükür değil. "
Ağustos 05, 2008
Geriden Gelen Müzik
Neyse ben tercümeye döneyim...
Sanitary installations, sanitary wares.
Water sanitizing appliances,
water softener, ....
Ağustos 01, 2008
Federer Bitmiş
Dimi Hıncal?
İşin ilk günü
Vermesini bilmeyenden, almasını biliriz. R.Hood.