Fenerbahçe dün akşamki maçta Partizan'ı 2-1 yenerek Şampiyonlar Ligi'ne katıldı. Maç sonrası yorumlarında Fenerbahçe'nin ilk yarım saat oldukça iyi oynadığı yönünde ifadeler vardı ancak Fenerbahçe'nin bu ilk yarım saat içerisinde defansif anlamda oldukça büyük sıkıntıları vardı. Bu süreç içerisinde Carlos ve Lugano eğer iyi oynamamış olsalardı gol yeme olasılığı çok yükselecekti. Çünkü Partizan'ın iki pırpır zencisi her aldıkları topta Lugano ve Yasin'le başbaşa kalıyorlardı. Yani aradaki Maldonado yetersiz kalıyordu. Daha sonra Partizan mı yoruldu, başka bir şey mi oldu bilmiyorum ama bu sıkıntı ortadan kalktı.
Maldonado bu maçta oldukça iyi oynadı. Yukarıda yetersiz kaldı dedik ama bunun nedeni Maldonado'nun yeterince iyi olmaması değil, Maldonado'nun her yere yetişemeyecek olmasıydı. Daha sonraları Alex biraz geriye geldi, Semih yaklaştı derken Maldonado iyi oynamaya başladı. Maldonado geldiğinden beri yaptığı ve benim en çok sevdiğim şey inanılmaz yüksek sayıda pas yapmasıydı. Yani ayağında hiç top tutmuyor, topu en kötü aldığı adama geri veriyor ve saha içerisinde sürekli hareketli kalıyordu. Bu özelliğinin iyi yanı baskı yerken küçük üçgenler yaratmada oldukça başarılı olmasıyken, sıkıntı bu bu üçgenlerin ileri doğru hareketi engellemesiydi. Çünkü Maldonado kurduğu üçgenlerin tabanını defans oyuncularıyla kuruyordu. Ama bu akşam Maldonado ara pasları falan attı. Topu koşturmaya devam etti, kritik noktalarda önemli atakları kesti kart almadı.. Yasin ve Lugano'nun kart/faul oranı %100'ken Maldonado aynı kritiklikteki faulleri kart almadan yaptı. Ama bu adamın tek bir sıkıntısı var, hatta bu bütün Fenerbahçe ortasahasının problemi. Boyumuz çok kısa. Hiç bir hava topunu alamıyoruz ve zıplanmasının tek nedeni rakibi rahatsız etmek. Fenerbahçe ortasahasında boy şu andaki mevcut boy ortalaması 177,4cm. Şaka gibi bir rakam. Maldonado'nun boyu bir karış daha uzun olsaydı çok daha başarılı bir maç çıkartabilirdi. Netice itibariyle Maldonado sürekli oyuna hareket getiriyor, pozisyon yaratmasa bile topu dağıtıyor ve bunun neticesinde insanlar koşmaya başlıyor ve üstelik Selçuk'tan çok daha fazla isabetli pas atıyor ve bu pasların hızları da çok iyi ayarlanmış oluyor.
Dün akşamki maçta Gökhan Gönül, golü atana kadar Semih, Kazım ve Uğur Boral oldukça kötü oynadılar. Semih hiç bir topu ayağında tutamadı. Bunun nedeni pek tabii ki sakat olması olabilir ama öyle bir durum yoksa, çok güçsüzdü. Kazım bir türlü çizgiden aşağıya inmedi sanki yemin etmiş gibi, Gökhan da belki Kazım'dan etkilenerek ne ileri çıktı ne de defans yapabildi doğru dürüst.
Şampiyonlar Ligi'ne kadar; DMC'den önce bir tane sol açığa ihtiyacı var Fenerbahçe'nin. Ortalama zekaya sahip bir topçu olsa yeter daha fazlası lazım değil. Ben isterim ki bir tane adam gibi sağ iç oyuncusu alsınlar Emre sakat olmasa ama Emre sakat..
Maldonado bu maçta oldukça iyi oynadı. Yukarıda yetersiz kaldı dedik ama bunun nedeni Maldonado'nun yeterince iyi olmaması değil, Maldonado'nun her yere yetişemeyecek olmasıydı. Daha sonraları Alex biraz geriye geldi, Semih yaklaştı derken Maldonado iyi oynamaya başladı. Maldonado geldiğinden beri yaptığı ve benim en çok sevdiğim şey inanılmaz yüksek sayıda pas yapmasıydı. Yani ayağında hiç top tutmuyor, topu en kötü aldığı adama geri veriyor ve saha içerisinde sürekli hareketli kalıyordu. Bu özelliğinin iyi yanı baskı yerken küçük üçgenler yaratmada oldukça başarılı olmasıyken, sıkıntı bu bu üçgenlerin ileri doğru hareketi engellemesiydi. Çünkü Maldonado kurduğu üçgenlerin tabanını defans oyuncularıyla kuruyordu. Ama bu akşam Maldonado ara pasları falan attı. Topu koşturmaya devam etti, kritik noktalarda önemli atakları kesti kart almadı.. Yasin ve Lugano'nun kart/faul oranı %100'ken Maldonado aynı kritiklikteki faulleri kart almadan yaptı. Ama bu adamın tek bir sıkıntısı var, hatta bu bütün Fenerbahçe ortasahasının problemi. Boyumuz çok kısa. Hiç bir hava topunu alamıyoruz ve zıplanmasının tek nedeni rakibi rahatsız etmek. Fenerbahçe ortasahasında boy şu andaki mevcut boy ortalaması 177,4cm. Şaka gibi bir rakam. Maldonado'nun boyu bir karış daha uzun olsaydı çok daha başarılı bir maç çıkartabilirdi. Netice itibariyle Maldonado sürekli oyuna hareket getiriyor, pozisyon yaratmasa bile topu dağıtıyor ve bunun neticesinde insanlar koşmaya başlıyor ve üstelik Selçuk'tan çok daha fazla isabetli pas atıyor ve bu pasların hızları da çok iyi ayarlanmış oluyor.
Dün akşamki maçta Gökhan Gönül, golü atana kadar Semih, Kazım ve Uğur Boral oldukça kötü oynadılar. Semih hiç bir topu ayağında tutamadı. Bunun nedeni pek tabii ki sakat olması olabilir ama öyle bir durum yoksa, çok güçsüzdü. Kazım bir türlü çizgiden aşağıya inmedi sanki yemin etmiş gibi, Gökhan da belki Kazım'dan etkilenerek ne ileri çıktı ne de defans yapabildi doğru dürüst.
Uğur Boral'a da apayrı bir paragraf lazım. Ben geldiği günden bu yana bu adamın futbol zekası -kibar olmak için böyle diyorum- fakiri olduğunu söylüyorum. Yani bir insan saha üzerinde bu kadar zeka pırıltısı göstermeyebilir mi, ben bunu anlamıyorum. Böyle bir şey olamaz. Hep aynı çalım denemesi, bir vücut fake'i at, sonra dön çizgiden koş, "Ulan Uğur Partizan bile yemiyor artık bu çalımı"
Guiza benim Zafer Biryol olma yönündeki tahminlerimi doğru çıkartma yolunda emin adımlarla gidiyor. Sanki 14 milyonun altında eziliyor gibi. Çok hırslı, reklam panosu tekmeliyor, pres yapıyor falan ama niyeyse bu söylediklerim bana bulutların üzerine gönderilmiş ışıktan bir çağrı gibi Kezman'ı anımsatıyor. Guiza bak ben sana şöyle diyeyim; "Fener taraftarını hız kesmez; ama gol, tabi ki keser". Bir an önce gol atmaya başlaması gerek yoksa insanlar gidip kombineyi atacak Aziz Başkan'ın kafasına, böyle mi harcıyorsun sen 14 milyon euro'yu diye.
Wikipedia'ya göre Josico gelmiş bile Fener'e, ama sanırım defansif orta saha diyince bizim takımların aklına hep Gattuso geliyor da bir Vieira gelmiyor. Bu adam da 175 cm boyunda eğer gelirse aynı ortalamayla devam edeceğiz ve rakip takımların bizim yarıalana şişirdikleri toplardan hiç birini alamayacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder