Ekim 22, 2008

Lades



PES oynarken, hangi takım olursam olayım, ilk iş olarak yaptığım bir şey var: "Edit Players"'da iki stoperin arasını daraltıp, defans bloğunu da birer adım geri çekmek. Futbol dahisi olduğumdan ya da çok iyi oynamamı sağlayan özel bir taktik olduğundan değil. Genellikle rakip Barcelona, Real Madrid, Inter, Liverpool veya Arsenal gibi üst düzey rakiplerden biri olduğu için hem çabuk, hem teknik, hem de iyi gol vuruşlarına sahip oyuncuları var (Bkz. Adebayor). İki stoperin arasını daraltarak bir stoperi geçen bir ara pasına diğerinin müdahale edebilmesini veya da en azından kaçan adama yetişebilmesini sağlamaya çalışıyorum. Defans bloğunu azıcık geri almak ise takımı geriye çok gömmeden, kaleciye çıkıp açıyı kapatacak kadar fazla ve fakat pas atılan forvete topu rahatlıkla kontrol edip pozisyon almasına izin vermeyecek kadar az bir mesafe bırakmış oluyor. Yani en azından amaç bu. Ha, olur olmaz o ayrı mesele.

Şimdi verileri girelim. Arsenal: Dünya'nın yaş/kalite oranına vurduğunuzda kesinlikle en iyi takımı. Özellikle ileri hattın hepsi çok teknik, kaliteli, ayağa tek pası çok iyi oyuncular. Ayrıca bu yetenekler, henüz hala çok genç olduklarından (ortalama 22, Silvestre'yi çıkartırsanız 21), çok hızlılar, çabuklar ve müthiş bir pres gücüne sahipler.

Fenerbahçe: Defansın ve orta sahanın göbeğinde problem var. Kayserispor'un adını ilk kez duyduğum, Adebayor'un 1.5 gömlek aşağısı forveti hat-trick yaptı. Üç gol de araya atılan paslardan. Aynı golu iki gün önce Kocaelispor da attı. Wenger bu maçların hepsinin kasedini izledi mi, izledi.

Çözümünüz ne olur? Gayet basit. İki stopere aralarını çok açmamalarını tembihlersiniz, beklere bir gözlerinin kademede olmalarını söylersiniz ve defans çizgisini çok ileri çıkarmazsınız ki, rakibin hızlı forvetlerine istedikleri boş alanı bırakmayın. Gömülmeyecek kadar ileride, ancak kademeye girmeye, oyuncuya boş alan bırakmayacak ve kalecinin çıkmasına yetecek kadar da geride (FM'nin taktik ekranında sadece bunu ayarlamayı sağlayan bir tuş var). Ön liberolarınızdan tekine de özellikle top rakibe geçtiğinde iki stoperin arasını kapatacak şekilde geçmesini söylersiniz ki, pas atacak alan/alternatif daralsın. Zira orata sahanızın her an top kaptırma ihtimali var.



Realite: Fenerbahçe ofsayt taktiği oynamaya çalışıyor. Ya da o kadar öndeler ki, mecburen yapacak başka hamle kalmıyor ve rakip ofsayta düşürülmeye çalışılıyor.

Sonuç:
Dk. 10: Fenerbahçe'nin yediği ilk golde Edu ile Lugano'nun arası yaklaşık 10 metre. İkisinin Fener kalesine uzaklığı 45, orta çizgiye uzaklıkları 5 metre. Adebayor 40 metreyi 4 küsür saniyede koşuyor: 1-0.

Hadi akıllanmadın diyelim, sadece 1 (yazı ile bir) dakika sonra yine aynı pas, bu sefer Edu ile Carlos'un arası 10 metre. Walcott geçen sene kendi ceza sahasından aldığı topu gitti, attı, geldi. Hızlı ve teknik yani: 2-0.

Yine bir ara pas. Edu bu sefer Diaby ile karşı karşıya. Lugano kadrajda bile değil. Liglerin en ağır ön liberosu arkadan top çalmaya çalışıyor. Teknik bu çocuklar demiştik değil mi? Çaprazdan uzak direk dibi. L2+Kare: 3-0.

Bunun ismi bile bile ladestir.

Benim kuş kadarcık futbol bilgi ve tecrübemle oyun başında akıl ettiğim şeyi, Aragones'in ve futbolcuların akıl edememelerine inanamıyorum. Ha, futbol işte bu. Guiza ilk yarının sonunda ve ikinci yarıda o iki golü atsa belki de şimdi mutluluktan sarhoştuk, üzüntü yerine. Kim bilir belki de o zaman maç 7-3 filan biterdi belli olmaz. Zira Arsenal 4. golsen sonra tam anlamıyla durdu. Bu maç bana Daum dönemindeki 6-2 biten Man Utd. maçını hatırlattı. 6-6 bile olabilirdi ya o maç. İşte bu maç da öyle bir maçtı sanki. Beni üzen 5 gol yemek değil, gollerin bu kadar lades, bu kadar göz göre göre olması. Fabregas 30 metreden çaksa içim yanmayacak.

Diyecek çok şey daha var da, neyse. Başka postlara...

Hiç yorum yok: