Maç ardından bir çok blog yazarının Fenerbahçe'nin aciz duruma düştüğünden bahisle memnuniyetsizliklerini dile getirdiklerini gördüm. Ben bu görüşe hiç bir şekilde katılmıyorum. Ortasahasının göbeğinde Selçuk gibi bir pas vermesi ortalama olarak 17777 saniye süren bir oyuncunun bulunduğu Fenerbahçe karşısında, Avrupa'nın en hızlı pas yapıp, tek top oynayan takımı olduğu gerçeğini göz önünde tutmak lazım yorum yaparken bence. Ancak bu durumda pek tabi ki gol bulma ihtimaliniz düşüyor. Özellikle böyle bir takıma karşı kontra atak yapma şansınız da oldukça düşük. Takımları kıyasladığınız zaman Arsenal'in fiziksel üstünlüğü arada çok büyük bir fark yaratıyor. Fenerbahçe'nin en hızlı oyuncusu olan Uğur Boral'ın Arsenal'den sadece 3 tane oyuncudan hızlı koştuğunu görmek bana yetti bu maç için oynanan oyundan tatmin olmam için.
Dün akşam Lugano ve Edu uzun zamandır ilk defa bu kadar hatasız oynadı. Bu şekilde oynarlarsa da eğer, Pazar akşamı Kadıköy'den galibiyetle çıkması Fenerbahçe'nin kuvvetle muhtemel olacak. Volkan hakkında yine bir şey demiyorum artık, çünkü gerçekten belli olmuyor neler yapacağı. Dün akşam günündeydi yine. Vederson'un dönmesi de bir başka önemli noktaydı. Carlos yaklaşık 10 maçtır üst üste 90 dakika oynuyor. 34 yaşındaki futbolcuyu biraz daha dinlendirmek lazım.
Netice itibariyle en önemli yaratıcı oyuncusundan yoksun Fenerbahçe için oldukça başarılı bir akşamdı. Ha Alex giderse ya da sakatlanırsa falan ne olur onu bilemem. Ama Semih bana yeni Alex olma potansiyeli ve isteği olduğunu gösterdi. Dün akşam frikik kullanmaya bile gitti. Sonumuz hayrolsun.
DN: Galatasaray maçından mutlak galibiyet bekliyorum. Malum, daha Kadıköy'de mağlubiyet görmedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder