Haziran 08, 2009

Mrsic....Damir Mrsic...



Geçen sene sütten ağzı yanan Efes Pilsen bu sene yoğurdu üfleyerek yedi. Kendi sahasında olacak ilk iki maçı Abdi İpekçi'den Ayhan Şahenk'e taşıdı, Fenerlilerin alabileceği bilet sayısını 600'le sınırladı ve o 600 bilete de fahiş fiyat etiketi koydu. Sonuç: Fenerbahçe 2-0 önde ve serideki gelecek iki maç Fenerbahçe'nin sahasında 15.000 Fenerli önünde oynanacak.

Basketbol uzmanı değilim, hatta bazen bazı faullerin bile nasıl olduğunu anlamıyorum. Ancak, bütün sezon sadece iki kez yenilen Efes'in, bir haftada iki kez yenilmesi, üstelik rakibi Fenerbahçe'den belki biraz daha iyi bir kadrosu olmasına rağmen bunu yaşaması, sadece şans ya da Damir'in müthiş son saniye üçlüğü ile açıklanabilecek bir şey değil. Bu, bir takımda oynamak ile o takımın taraftarı olmak arasındaki farktan doğan bir sonuç. Başta Ömer Onan olmak üzere, Semih, Oğuz, Mirsad gibi oyuncuların hepsi gerçekten "Fenerbahçeli." Bir noktada iş profesyonellikten, amatör ruha, lise basketboluna dönüyor. Bence Fenerbahçe'yi iki sezondur Efes önünde zafere ulaştıran ve bu sezon da büyük ihtimalle ulaştıracak şey bu. Futbol takımında göremediğim özveri, mücadele ve hırsı, basket takımında fazlasıyla görüyorum ki, bu seriyi şu noktadan sonra verseler bile açıkçası çok umurumda değil. Dün akşam uzun süre sonra sahada savaşan bir Fenerbahçe takımı gördüm. Bu da bana yetti.

Bir de Damir Mrsic bence şu an ligde oynayan en özel oyuncu. Evet yaşlandı, evet artık Euroleague'i hiç kaldıramıyor, evet bazen çok kötü hatalar yapıyor. Ancak nasıl ki futbolda bir Rapaiç'in özel bir yeri vardır, basketbolda da İbrahim Kutluay'la birlikte, bu takımda gördüğüm en özel adam o. Tecrübesi, karizması ve basketbol bilgisi ile, her takıma lazım olan, bence büyük bir yıldız. Dün yine attı ve inanın başka biri atsaydı, bu kadar sevinirmiydim bilmiyorum.

Bir soru daha. Efes ile Fener arasında ciddi sürtüşmeler yaşanmaya başladı. Salon meselesi, bilet fiyatları, Tanyeviç'in açıklamaları derken, dünkü maçtan sonra da Ali Koç ile tribündeki bazı Efes'liler (!) arasında arbade çıktı. Sahada da her şey yolunda değil, her maç ufaktan bir sürtüşme mutlaka yaşanıyor. Merak ediyorum, Efes ile Fenerbahçe arasında doğacak (ya da doğan) bir ezeli rekabet, aynı zamanda bir müessese olan ve müşteri portfoyünde ciddi sayıda Fenerli bulunan Efes'i nasıl etkiler. Acaba Tuncay Özilhan Fener taraftarını karşısına almayı ister mi? Not olarak düşeyim: antu.com seri başlamadan önce "Bunun Tuborg'u da var." diyerek sopayı gösterdi Efes yöneticilerine.


Hiç yorum yok: